Bu Blogda Ara

11 Ağustos 2013 Pazar

Kelimeler Yetmez

Aylardır yazmıyorum, yazamıyorum. Nasıl başlayacağımı bilemedim. Unutmuşum derdimi, sevincimi, düşüncelerimi yazıya dökmeyi; tereddüt ediyorum. Oysaki o kadar ihtiyacım var ki kaleme kağıda. Konuşmak içimden gelmiyor, yoruyor. Çünkü biliyorum ki ne kadar konuşsam da anlaşılmıyorum, anlatamıyorum kendimi. Ne zaman bir filmde konuşamayan oyuncu görsem kıskanırım. Az önce yine öyle bir film izledim: "Başka Dilde Aşk"

Sevmek için kelimeler gerekir mi? Hissedemez mi insan kalbinden geçenleri? Gözlerine baksan ne çok şey söylüyor. "İyiyim" diyen kaç kişinin gözlerine baktınız? Kaç kişinin bu cevabının doğru olmadığını gördünüz? Lisede bir arkadaşım sorardı hep "Sevdiğini nasıl anlarım?". Her seferinde verdiğim cevap "Gözlerine bak." olurdu. Aradan yıllar geçti ben hala aynı düşüncedeyim. En azından ben konuşamam çünkü susuyorum artık; susmayı tercih ediyorum. Gözlerimle anlatıyorum her şeyimi ama bakmıyor kimseler. Anlayamıyorlar. 

Sevdiğim biri var. Sadece telefonda görüşebiliyoruz bir süreliğine. Gözlerine bakamıyorum, söylediklerime nasıl tepki verdiğini göremiyorum. Sadece dinliyorum sadece duyuyorum. Bu yüzden sesini çok özlüyorum, gülüşünü çok seviyorum. Bazen beni sevmediği düşüncesine kapılıyorum. Bunu fark ettiğinde "Sen daha hiç bir şeyin farkında değilsin." diyor. Göremiyorum ki gözlerine bakamıyorum ki. Bana sadece sesi sevdiğini söylüyor, gözleri değil. Karşısında olmadığım sürece bunu anlayamayacağımı söylüyorum. 

Bugün çok konuşmadık Yorgun ve uykulu olduğu için konuşmamız kısa oldu. Uyumak istediğinde kapatmak istemediğimi söyleyemedim. "Konuşmak istiyorum, seni özledim." diyemedim. Bu esnada gözlerim yere bakıyor, yüzüm asıldı, ağlamaklı oldum. O bunların hiç birini görmedi. Telefonu güzelce kapattı. Bilmiyor ki benim üzüldüğümü. O çoktan uyudu ben hala uyuyamadım, uyumak istemiyorum. Aylar sonra buraya yazmama bu olay sebep oldu. Yazmazsam bu gece sabah olmayacak. Rahat bir şekilde uyumak istiyorum. Sabaha ulaşmak, günleri çabuk geçip gözlerine kavuşmak istiyorum. Yani demem o ki:

Kelimeler yetmiyor, yetemiyor Gözlerinizle Konuşun..

7 Aralık 2012 Cuma

Şükredemiyorum ANNE..


  Bugün garip bir gün.Mahzun, huzurlu, elemli...Annemde kötü huylu kist olduğunu öğrendik.
Cemalnur Sargut'u belki bilirsiniz; tasavvuf hocası. Onu dinleyerek şükretmenin ne kadar kıymetli olduğunu öğrendim. Hastalıkta dahi şükrediyor ve bunun hikmetlerini anlatıyor.
Dün arkadaşım hasta olduğunu söyledi ve ekledi hasta olmadan sağlığın kıymetini anlayamıyoruz dedi. "Şükret!" dedim, sağlıklı günlerin için şükret ve hastalandığın için şükret dedim. Çünkü hasta olmasaydı sağlığın kıymetini bilemeyecekti ve belki de bunun için şükretme gibi bir imkanı olmayacaktı. İşte dedim huzur böyle bulunur! 
  Bugün annemden malum durumu öğrendim, üzüldüm desem yalan olur.Korkmadım, rahatsız olmadım.İçimde bir rahatlık var ama dün arkadaşıma söylediklerimi yapamıyorum, "şükredemiyorum"
İyi yönden bakmaya çalışıyorum, bakamıyorum.

  Eve babamla döndüm.Çok üzgündü, " Allah yardımcımız olsun." diye sayıklıyordu.Babamın o halinden etkilendim.Başka zaman üzüldüğünde kafasına çok takar, uzaklara dalar ama hiç dile getirmezdi.Düşüncelere dalmasından anlardık bir sıkıntısı olduğunu sadece. İlk defa böyle dillendirince boğazım düğümlendi, konuşamadım, gözlerim doldu.Evin kapısını kardeşim açtı,  adımımı atarken annemin içimize ne kadar işlediğini fark ettim.Bir an annem olmasa ne yaparız dedim düşünemedim düşünmek istemedim.Küçüklüğümden beri ne zaman annemin, babamın olmadığını düşünsem hıçkırıklar arasında boğulurdum.Biliyorum yanımdalardı , benimle idiler ama düşüncesi  yetiyordu yüreğimi yakmaya.Bu sefer ağlamaya cidden gücüm yoktu, yapamazdım.Annemin karşısına gözü yaşlı çıkamazdım, güçlü olmalıydım

  Biraz oda da oyalanıp öyle gittim yanına.Soğukkanlı görünüyor ama korku var içinde, üzülüyor.Test sonucunu bekliyoruz, onunla kesinleşecek her şey.Derdi veren Allah dermanını da verir, hastalığı veren Allah şifasını da verir diyorum, güçlü olmaya çalışıyorum.Rabbim hayırlı acil şifalar verir inşallah biricik varlığım;  ANNEME..

2 Aralık 2012 Pazar

Kalbime Bir Derman Var Mıdır?

Üzgünüm, kırgınım, yorgunum..


Her şeyi, herkesi seven biriydim 5 ay öncesine kadar. Yetmiyor! Bir yerden sonra kalbimden taşıyor artık sevgim.Birine ait olsun istiyorum.Sadece o olsun kalbimde, sadece onunla paylaşayım sevgimi, hayatımı, düşüncelerimi, zamanımı.Ama olmuyor.Kimle konuşsam bir süre sonra güvensizlik duyuyorum, uzaklaşıyorum.Yapamıyorum.
Ya giderse korkusu büyüyor içimde, ya sevmezse, ya doğru kişi değilse..iyi bir sevgi vereceğime eminim ama çok sahipleniyorum bundan dolayı kıskanıyorum.Daha ortada bir şey yokken kıskançlık başlıyor.Bunu hissettirmiyorum, içten içe yaşıyorum.Üzülüyorum, geri çekiliyorum ve zamanla kaybediyorum.

ouuf yazamıyorum ,dökemiyorum içimdekileri.Yazıp biraz rahatlayım dedim ama olmuyor.Bir çare buul Ey dost!

28 Ekim 2012 Pazar

Nedir bu hal?

'İlk kez bir şey yapmak' hep korkutmuştur beni.Başaramama, yenilgi duygusu hep cesaretimi kırmıştır.Hiçbir zaman kendime güvenim olmadı, olamadı.

Bugün ilk defa kimseye danışmadan hareket ettim.Kalbimi ve mantığımı da dinlemedim.Sadece yaptım.İçimde korku ve huzursuzluğu aynı anda yaşadım.Sanki orada değildim, boşluktaydım.Duymuyor, konuşamıyordum.

Hayat devam ediyor, sen duruyorsun; senin zamanın duruyor, hareket edemiyorsun.Nereye baktığını, kimi dinlediğini algılayamıyorsun.Ne olacağını bilemiyorsun.


28.09.2012